19 Mayıs 2015 Salı

19 MAYIS


Emperyalizme karşı başkaldırının ilk ateşinin, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından yakıldığı , bu karşı duruşu gericiliğe ve faşizme karşı bugünde devam ettiren gençlerin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutluyoruz.



Ne olmuştu 19 Mayıs’ta?

Mustafa Kemal ve isimlerini aşağıda sıraladığım 18 arkadaşı, 19 Mayıs 1919’da resmen tüm dünyaya karşı hakkı korumak için, düşman bombardımanından tek sağlam kalan Samsun limanına gitti. O gidiş, sayesinde biz, bugün kendi topraklarımızın tapusunu alabildik. Eğer Mustafa Kemal zahmet edip bağımsızlığımızı ilan etmek için hayatını ortaya koymasaydı bugün Afganistan’dan, Hindistan’dan beterdi halimiz. 8 devletin hizmetçisi olmuş, vatanımızda onlara servis yapan uşaklara dönmüştük. Hindistan’dan beter bir sömürge, servis yaparak yaşamaya çalışan bir ülke olurduk.


1- Üçüncü Kolordu Komutanı Kur. Alb. Refet (Bele)
2- Müfettişlik Kur. Bşk. Alb. Kazım (Dirik)
3- Müfettişlik Sağlık D. Başkanı. Dr. Alb. İbrahim Tali (Öngören)
4- Kurmay Bşk. Yardımcısı Yarbay Arif (Ayıcı)
5- Müfettişlik Karargahı İstihbarat Müdürü Binbaşı Hüsrev (Gerede)
6- Topçu Binbaşı Kemal (Doğan)
7- Dr. Binbaşı Refik (Saydam)
8- Başyaver Yzb. Cevat Abbas (Gürer)
9- Yzb. Mümtaz (Tunay)
10- Yzb. İsmail Hakkı (Ede)
11- Yzb. Ali Şevket (Öndersav)
12- Yzb. Mustafa Vasfi (Süsoy)
13- Üsteğmen Hayati
14- Üsteğmen Arif Hikmet (Gerçekçi)
15- Üsteğmen Abdullah
16- Teğmen Muzaffer (Kılıç)
17- Şifre Katibi Faik (Aybars)
18- Şifre Katibi yardımcısı (Atasev)


"Atatürk’ün Nüfus kâğıdında yalnızca doğum yılı yazılıdır. Ne gün ne de ay belirtilmemiştir. Oysa, annesinin daima okuduğu Mushaf’ın kenarında doğum günü ve saati yazılı imiş. Bunu Ankara Belediyesinden bir gün kendisine, nüfus kâğıdı almaya hazırlanırken hatırlattılar.

Yıl yetişir, dedi. Yoksa bir gün gelir doğum günümü kutlamaya kalkarlar. Sonra padişahlara benzerim.

Bir gün İngiltere Kralı VIII. Edward, Batılılarda âdet olduğu üzere Atatürk’e doğum gününde samimi bir telgraf çekerek bir armağan göndermek istemiş, Ankara’daki büyük elçileri aracılığıyla 10 Kasım 1936 günü Atatürk’ün doğum tarihini sordurtmuş, Atatürk de bir yerde yazılı olmadığı için doğum tarihini kesinlikle bilmediğini belirtmiş ve şöyle demiş:

“Anam bana bir bahar ayında dünyaya geldiğimi, doğduğum gün ağaçlarda çiçekler bulunduğunu söylerdi. Ben zaten 39 yaşımdan beri, yani Samsunâ çıktığım günden beri doğum tarihim olarak 19 Mayıs gününü kabul ediyorum. Kral hazretlerine doğum tarihimi 19 Mayıs 1881 olarak bildirsinler.”

Cumhurbaşkanlığı Umumi Kâtiplerinden Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla İngiltere Ankara Büyükelçiliği’ne 12 Kasım 1936 günü Atatürk’ün doğum tarihi 19 Mayıs 1881 olarak bildirilmiştir..."


‘’Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.’

Mustafa Kemal Atatürk"Rica ile, merhamet dilenmekle bir millet ve devletin şeref ve istiklâli kurtarılmaz. Türk milleti, gelecek nesiller için bunu unutmamalıdır



DERSİMİZ BAĞIMSIZLIK
Benim ışığım
Halk ışığı efendiler
Sevginin büyük ışığı
İçinize akmamışsa eğer
Yıkanmamışsa yürekleriniz
Mutluluğun kapıları
Kapanmışsa halkın yüzüne
Karşıma nasıl çıkarsınız
Ne yüzle bakarsınız yüzüme
Bir sabah
Hiç ummadığınız bir sabah
Kucağımda binlerce güneş
Kapınızı vuracağım
Tarihin kulakları çınlayacak
Benim yolum
Bilim yolu efendiler
Evrimlerin devrimlerin yolu
Ayaklarınız alışmamışsa eğer
Uygarlığın kapıları
Kapandıysa yüzünüze
Nasıl varacaksınız nasıl
Benim gösterdiğim yere
Bir sabah
Hiç ummadığınız bir sabah
Kucağımda binlerce güneş
Kapınızı vuracağım
Duran saatlerin ibresi
Dönmeye başlayacak
Benim halkım
Barışın özgürlüğün anası
Tohumla sütkardeş
Toprakla yaşıt sevdası
Sopasıyla ordular kovalamış
Cepheler yarmış kağnısıyla
Büyüdükçe güzelleşmiş kavgası
Destan olmuş efendiler
Bir sabah
Hiç ummadığınız bir sabah
Kucağımda binlerce güneş
Kapınızı vuracağım
Üreten yaratan halkın yüzü
Gülmeye başlayacak
Ben ulusumun halkımın oğlu
Mustafa Kemal Atatürk
Savaşta asker barışta öğretmen
Okulumuz halk okulu
Dersimiz bağımsızlık efendiler
En güzel dersimizdir bağımsızlık
Anladık mı efendiler
Ali YÜCE
ORTADOĞU ŞİİRLERİ - Sayfa: 81

6 Mayıs 2015 Çarşamba

6 MAYIS…



BUGÜN 6 MAYIS…
6 mayıs YENİDEN doğuş günüdür bizler için. Zorbalığın, sömürünün ve baskıların oluşturduğu Karanlıklara ateş yakan üç yiğit insanın, fiziksel olarak aramızdan koparılışının bıraktığı acılardan süzülen bir YENİDOĞUŞ günüdür 6 mayıs.
6 Mayıs sevgi ve insanlık yoksunu kara vicdanlıların,
sömürücü cellatların intikam çığlıklarının adıdır.
6 Mayıs DENİZDİR…YUSUFTUR….HÜSEYİNDİR….
6 Mayıs SÖMÜRÜYE, BASKIYA, BAŞ EĞMEĞE KARŞI KOYUŞUN ADIDIR…
6 Mayıs gerçek anlamda İNSAN İLE BARBARLARIN AYRIŞMASININ ADIDIR…
6 Mayıs karanlıklara karşı YAKILAN ATEŞİN ADIDIR…
İnadına Şiir : Deniz
Deniz idi adı
halkına armağan
bıraktı hayatını
Yıllar geçti
Hâlâ geziyor
anılarda adı.
Yaşıyor hayatı
Refik Durbaş

Açlığın
çıplaklığın acısı mı genişliyor
dalları
meyvaya çağıran rüzgâr mı
Dalgın bir kuşun ötüşünden
sevdiğinin kalbine düşen âşık mı
yağmuru emen toprak mı derinleşiyor
Yas mı tutmalıyım onurlu ölüme
halkın gözlerini dolduran çizgilere
umudu mu çağırmalıyım
Ah, gidiyor işte gidiyor göz göre göre
sıcak titreyişi varlığını hayata adamışların
gidiyor
öfkenin haykırışları,
yasalarıyla gidiyor kahredişin
zulmün ve iğrençliğin buyruklarıyla gidiyor,
toprağa düşen bakımsız yapraklar gibi değil
azarlanmış çocukların feryadıyla değil
doğuşun ve sevmenin feryadıyla gidiyor
ölümü donatan arkadaşlarım
Ah gidiyor işte gidiyor göz göre göre,
durutarak gündüzleri geceleri
durutarak adanmışlığı, mertliği, yüceliği
damıtıp sevdalarına
nefesi toprağa aşılamaya gidiyor arkadaşlarım
Bulutlar da hafif mi kar taneleri kadar
özgürlüğün borcu mu ödeniyor
Yaralar mı açılıyor yoksulluğa
ezilmişliğin isyanı mı sesleniyor
Ah gidiyor işte gidiyor göz göre göre
birer rüzgâr uğultusu bırakarak yanan ateşe
Nihat Behram
-Hayatımız Üstüne Şiirler


mahur beste - Attila İlhan
şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
o mahur beste çalar müjgan'la ben ağlaşırız
gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
o mahur beste çalar müjgan'la ben ağlaşırız
bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
gittiler akşam olmadan ortalık karardı
bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
geceler uzar hazırlık sonbahara
Attila İlhan

Bizim Deniz – Mare Nostrum
En uzun koşuysa elbet
Türkiye'de de Devrim,
O, onun en güzel yüz metresini koştu
En sekmez luverin namlusundan fırlayarak...
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi...
Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun...
Can Yücel

1 Mayıs 2015 Cuma

1 MAYIS

1 MAYIS EMEKÇİLERİN BAYRAMI KUTLU OLSUN
Her sabah nereye gittiğini bilmeden bir işe giden, 
Her akşam nereden çıktığını bilmeden bir işten çıkan, 
Sevmediği hayatı yaşayan, 
Sevmediği işi yapan, 
Sevmediğii kişilerle yaşayan,
Kalabalıklar yüzünden yaşamaya karşı ne bir sevgi,
Ne de bir sevgisizlik işareti olmadan gelip geçen,
Her akşam evinin dört duvarı arasına sanki bir mezara girermiş gibi giren,
Gecelerini bir sıkıntı yorganının altında yanlız ya da yanındaki yabancı gövdeyle geçiren bütün ölü kentlerin,
Ölü doğmuş çocukları!
Size bu ölü yaşamı hazırlayan sermaye sahibi egemen sınıftır.
Bu acımasız oyunun varlığı siz izin verdiğiniz sürece sürecektir.
- Maksim Gorki

********************************
BİR MAYISLARDA - Ahmet Uysal
kırmızı karanfiller
uzatın bana yeter,
bir mayıslarda...
benim için şiirler
okuyun pir sultandan,
mahzuni'den, nâzım'dan..
tükenmez kalemle
adımı yazın bir gül yaprağına,
üşümesin güller...
çiçek tozu üfleyin
vurulup düştüğüm yere ki
yeryüzü gülistan olsun...
beni öper gibi
öpün sevdiklerinizi,
daha sıkı sarılın onlara...
yem atsanız da olur
güvercinlere bir tepsicik,
çınarlı sokaklarda...
çocuklara
şeker dağıtın avuç avuç,
"şeker de yiyebilsinler."
benimle birlikte anılsın
isterim uğur mumcular,
üçoklar, kışlalılar, türkerler...
ah, can verenlere
özgürlükler uğruna,
bir gül uzatın yeter!
Ahmet Uysal
********************************************************

Ben işçi çocuğuyum evladım,
demiryolu atölyesi işçilerinden
emekli Şükrü nün oğluyum
ekmekle doydu karnım
ekmekle avutuldum
ekmekle korkutuldum.
Sen sofraya havyar da koysan kuzu kızartması da
önce ekmeğe varır elim
çilemin adı benim
ekmek kavgası.
Hiçbir şey istemedim şu dünyadan kendim için
ne köşk ne araba ne para
tükürmüşsem içine
senin tapındığın o sıfatların
satıyorsam emeğimi yok pahasına
ben işçi çocuğuyum evladım
benim davam başka dava...
Hasan Hüseyin KORKMAZGİL
***********************************************

1 Mayıs
Mayıs mı o kapıda duran?
içeri alın, terini silin
su içirin kurumasın yaprakları
gizleyin ölü işçi fotoğraflarını
kırılmasın kalbi
tam da yürüyüşe geçecekken...
Mayıs mı o kapıda duran?
koyverin hasretin o vakur tahammülünü
sıkıca sarılın, bırakın düşsün kasketi
selamını söyleyin, selam bile bırakamayanların
ama gerçeği ve yalnız gerçeği de söyleyin
faşizmin gölgesini, çardak serinliğine yormasın...
Mayıs mı o kapıda duran?
deyin ki eksildikçe nisan, çoğaldı insan
artık sığmamaktadır göğe denize
vakt erişti, dem dirildi, cem zamanıdır şimdi
söyleyin de yüzü gül, eli nergis, nefesi karanfil kesilsin
deyin ki, bütün bunları hatırlamak için
Ey Mayıs, tam zamanında geldin...
Haluk IŞIK
30 Nisan 2012, İzmir

******************
Türkiye işçi sınıfına selam!
Selam yaratana!
Tohumların tohumuna,serpilip gelişene selam!
Bütün yemişler dallarınızdadır
Beklenen günler,güzel günler ellerinizdedir
Haklı günler,büyük günler
Gündüzlerinde sömürülmeyen,gecelerinde aç yatılmayan
Ekmek,gül ve hürriyet günleri
Türkiye işçi sınıfına selam!
Meydanlarda hasretimizi haykıranlara
Toprağa,kitaba,işe hasretimizi
Hasretimizi,ayyıldızı esir bayrağımıza
Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selam!
Paranın padişahlığını,
Karanlığını yobazın
Ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selam!
Türkiye işçi sınıfına selam!
Selam yaratana! Nazım Hikmet