15 Şubat 2015 Pazar

ÖZGECAN !

DİKKAT KATİLLER ARAMIZDA ,İÇİMİZDE
Kadınlar mesela gece sokağa çıkmakta tereddüt ederler. korkularından böyle davranırlar. Peki kimden korkarlar İNSAN ERKEĞİNDEN KORKARLAR. yani köpekten ayıdan uzaylılardan cinlerden perilerden yılandan aslandan çakaldan değil İNSAN ERKEĞİNDEN KORKTUKLARI İÇİN SOKAĞA ÇIKMAKTA TEREDDÜT EDERLER.
Kadınların korktukları ve korkularında haklı oldukları bu erkekler yan sokakta öteki mahallede başka şehirde diğer kıtalarda yaşamazlar.
Onlarla sokakta yan yan yürürüz. bindiğimiz otobüsun yada dolmuşun şoförü yada muavinidirler. bakkal yada çırağıdırlar. aynı otobüste aynı trende aynı uçakta aynı gemide birlikte yolculuk yapıyoruzdur. aynı kırmızı ışıkta karşıya geçmeyi bekliyoruz yada aynı kaldırımda yanyana birlikte yürüyoruz Bir cuma namazında sokakta allaha secde ediyor yada bir protesto eyleminde birlikte sloğan atıyoruzdur. "devlet dairesinde " bize yardımcı olan bir bürokrat bir subay yada polistir.
bunlardan biri belki de şu satırların yazıldığı anda bir kadını taciz ediyor,küfür ediyor tecavüz ediyor takip ediyor tehdit ediyor yada öldürüyordur.
Bunlar koca sıfatı erkek evlat sıfatı baba sıfatı kardeş sıfatı taşıyordur.
Bunlar erkektir. Anneleri onları erkek olarak yetiştirmiş sokak ve okul onlara erkekliği öğretmiş askerde komutanları onlar için "AÇ AÇ" partileri düzenlemiş babaları veya abileri daha çocuk yaşlarda ellerinden tutup genelev götürerek onları orada "erkek" yapmışlardır. şehrin sokaklarında davullu zurnalı gezdirerek erkekliğe ilk adım olarak sünnet törenleri yapmışızdır.
Onlar "erkek bir milletin" sapına kadar erkek çocuklarıdır. " pipini göster yavrum"la başlayan sevimli "organları" büyüdükçe, "öndeki kuyruk" olarak kadınlara gösteriler düzenleyen bir zorbalığa dönüşür.
ERKEKLİK ÖLDÜRÜCÜDÜR.
KATİLER ARAMIZDA İÇİMİZDEDİR.
İÇİNİZDEKİ ERKEĞİ ÖLDÜRÜN !
İlyasDanyeli


"Karşı durulması ve değiştirilmesi için mücadele edilmesi gereken asıl olgu, paradoksal cinsellik kurgusundan, sınırlı-sorumlu devrim algısına kadar, topyekun çarpık oluşturulmuş bütün bir "yaşama teorisidir",
Tek gerçek çözüm, her verili bilginin ve sorgusuz sualsiz kabullenilmiş bütün ilkel öğretilerin yıkılıp, tüm yaşam algısının yeniden yapılandırılmasıdır; ki bu da, ne yazık ki kısa vadede pek olası gözükmüyor."RABİA MİNE
ÖZGECAN BİZE BAKIYOR - rabia mine
ŞİMDİ BİR TEST YAPALIM:
Aşağıdaki şıklardaki eylem ve söylemlerden herhangi birini yapmış olan hiç kimse Özgecan'ın adını ağzına almasın diyelim, ne dersiniz? Hadi buyrun:
1- Karısına, kızına, bacısına, sevgilisine fiziksel ya da ruhsal herhangi bir şekilde bir kez de olsa şiddet uygulayanlar
2- Kadınları namuslu anaları, bacıları, karıları ve becerilecek orospular olarak ikiye ayıranlar,
3- Ve yine kadınları evlenilecek ve eğlenilecek kadınlar olarak kategorize edenler,
4- İşlerine gelmeyen her durumda karısı dahi olsa evinde, işyerinde, yolda, sokakta, toplu taşım araçlarında ters düştükleri her kadına içlerinden ya da dışlarından anında orospu yaftasını yapıştıranlar,
5- Kadın cinsel organlarına ya da kadın ve erkek arasındaki cinsel aktiviteye dair kadını alaşağı eden küfürleri diline pelesenk etmiş olanlar,
6- İkiyüzlü eşitlik ve özgürlük söylemlerini sadece kadını yatağa atana kadar parlatıp, ardından kadına üstelik de orospu diyerek uzayıp gidenler,
7- Özel hayatlarında her haltı yiyip, başkalarının hayatlarına gelince cehennem zebanisinden beter namus bekçisi olanlar,
8- Erkek çocuklarını pipini göster, kızlarını edepli ol diye büyütenler,
9- Yaşamlarının orijinleri bu merkez üzerinde yükselen erkeklerine, babalarına, kocalarına, oğullarına can-ı yürekten biat eden kadınlar,
*
*
Bu listeyi sayfalar dolusu uzatabiliriz, gerek yok; bu kadarı yeter bize...
Şimdi esip gürlemeyi, isterik linç naraları, idam çığlıkları atmayı bir kenara bırakıp aynaya bakın: Siz hangi kategoridesiniz?
Özgecan'ın adını ağzınıza alabilecek kadar temiz misiniz, rahat mı vicdanınız?
Ne yazık ki yukarıdaki eylemlerin hiçbirisi, o tiksinerek ötekileştirdiğiniz cahil cühela takımının tekelinde değil.
Şahsen ben yukarıdaki maddelerden bir ya da birkaçını göğsünde onur madalyası gibi taşıyan öyle çakma devrimciler, lafa gelince mangalda kül bırakmayan ama eylemde lümpenliğin kitabını yazan öyle üniversite mezunları, sözde eğitimli elemanlar gördüm ki bu diyarlarda, aklınız şaşar.
Sıkı durun, size bir şey söyleyeceğim; sanırım farkında değilsiniz ama, bu ülkedeki herkes az ya da çok suçludur Özgecan'ın katlinden.
Şimdi mümkünse herkesi bir zahmet azıcık mahcup olmaya ve şapkasını önüne koyup düşünmeye davet ediyorum.
Çünkü Özgecan bize bakıyor!
rabia mine



BENİM DE DÜŞLERİM VARDI ANNE!..
!Özgecan'a!..
Benim de düşlerim vardı anne!
Kar beyaz kardelen düşlerim…
Bırakmadılar, yoldular anne;
Kanlar içinde kaldı bütün bedenim…
Zorba bedenleriyle, kıyıcı elleriyle geldiler;
İnsan görünümlü canilerdi.
Gördüm, kirli yüzlerinde cehennemi.
Toprak utandı, gök ağladı, yer yarıldı;
Yalvardım, yakardım, çok ağladım…
Bırakmadılar beni anne;
Kanadım, kanadım çok kanadım…
Elimi kolumu bağladılar,
Çöktüler üzerime hunharca!
Kalbim yerinden çıkacak sandım!
Kalbim yerinden çıktı anne!..
Nasıl can çekişir bir insan!
Kaç vakte kadar kanar bir karanfil…
Kaç kez öldürülür bir can!
Ölünce, düşleriyle mi gömülür insan!?..
Benim de düşlerim vardı anne!
Kar beyaz kardelen düşlerim…
Bırakmadılar, yoldular anne;
Kanlar içinde kaldı bütün bedenim…
Kırdılar kanadımı kolumu;
Ellerimi bir tenhada yaktılar!
Döktüler üzerime benzini!
Bedenimi ateşe bıraktılar!
Yaktılar anne beni yaktılar!
Cin Deresi dedikleri bir dereye attılar!..
Bu kaçıncı gelişimdi dünyaya;
Bu kaçıncı katledilişiydi Özgecan'ın!
Bir kez daha doğurma beni anne!
Yanmasın bu dünyada bir daha canım…
Ellerimi benimle gömün anne!..
16 Şubat 2015, Londra
Bülent ÖZCAN

2 yorum:

bücürükveben dedi ki...

Arzu'cuğum hakikaten bıktım bu dünyadan, bu sapıklarla aynı dünyada yaşamaktan, bilmiyoruz ama kasap reyonundaki pispis bakan adam, nalburcudaki herif, hatta caminin imamı, komşunun kocası önlerine fırsat çıksa aynısını yapacak tipler. Ben bunu hissediyorum. Pislik bakışlarından sezinliyorum. Sokağa tükürmelerinden, kedi besleyenlera düşmanlıklarından sezinliyorum. Çünkü ortak noktaları insana has özelliklerden (hayvan sevgisi, merhamet, temizlik, sokağa tükürmemek sümkürmemek) yoksunlar....bu ne ilk ne son olacak, bilim adamları çözüm bulsun yazmıştım ya sana facebook sayfana, gerçekten uzay araştırmalarına ayırdıkları kadar bu işe de ayırsınlar bu işi yapan sonuçta erkekler. Sapkınların beynini, kimyasını, genetik kodunu, her şeyini incelesinler mümkünse yok etsinler...yeter artık...

Arzu Sarıyer dedi ki...

Müjde 'ciğim çok haklısın ben de bıktım.Gözümü açtım erkekler onu yapar bunu korkusu ile bugüne geldik yeterrrr ! diye isyanım daha çok daha çok...Keşke dediğin gibi bir an önce bilim ve eğitim bulsun bunu çaresini !Daha ne canlar yanacak kimbilir...