18 Ekim 2013 Cuma

Oktay Ekinci yasası... KENTLER YETİM, DOĞA VE ÇEVRE ÖKSÜZ ZEYNEP ORAL

   14 Ekim 2013 Sonsuzluktasınız....


Oktay Ekinci yasası...

KENTLER YETİM, DOĞA VE ÇEVRE ÖKSÜZ
Sevgili Oktay Ekinci, iki gündür senden çok, sensiz kalan kentler için, sensiz kalan çevre için, sensiz kalan doğa için, sensiz kalan bizler için ağlıyoruz. 61 yaş, “gitmek” için çok erken. Ama sensiz bıraktıklarını düşününce senin gidişin erkenden de erken…
Haber bana Trakya’nın ücra bir köşesinde ulaştığında ilk aklıma gelen kimlerin artık biraz daha rahat edeceğiydi:
Rant ve çıkar uğruna anayasayı çiğneyenler… Torba yasalara sığınanlar… Kıyılardaki 50 m’lik yapı yasağını 10 m. gibi komik bir mesafeye indirenler… Kıyıya sıfır yapılaşmaya izin verenler… Ormanları imara açanlar… Eski eserlere çanak çömlek diyenler… Koruma yasalarını yok sayanlar… Kültür sözcüğünden nefret edenler.. vb.
Anadolu’yu, Türkiye’yi kucaklamak
Şu son on yıldır Cumhuriyet’te komşun olmak bana ne büyük bir kıvanç ve sevinç nedeniydi, bilemezsin. Hem kültür sayfasında perşembe günleri yazılarımız komşuydu, hem de gazetenin yazarlar odasında masalarımız komşuydu. Türkiye’nin her yöresindeki kentleri, kasabaları, köyleri; Anadolu’nun her doğa harikasını ve her sorununu; çevre için verilen her amansız mücadeleyi o masanın çevresindeki raflara taşımıştın. Senden yana bakmak, seninle sohbet demek, Türkiye’yi, Anadolu’yu kucaklamak demekti.
Sen mimar gazeteci ya da gazeteci mimar; ben mimariye âşık gazeteci; Cumhuriyet’e gelmeden önce de senden ve yazılarından ne çok şey öğrenmiştim… 30 küsur yıl çalıştığım gazeteden kovulduktan sonra geldiğim Cumhuriyet’te, beni “evimde” hissettiren ilk yazarlardan biriydin. Şehircilik bilincimi bileyen, Türkiye’nin her köşesinde uzmanlık alanım olmayan konularda bile, “sanatsal kültürel bakışı” dile getirmem için konuşmaya kışkırtan sendin. Biraz nazlanacak olsam, “Anadolu’ya borcumuz var”ı anımsatan yine sendin. 
Yürürlükteki yağma yasaları
Sevgili Oktay, salt mimari, şehircilik, çevrecilik, korumacılık değildi meselen… Yaşama bakışındaki, hayatı ve dünyayı kucaklayışındaki değer ölçüleriydi seni sen yapan. Yürürlükteki yağma yasalarına karşı da senin Oktay Ekinci yasaların vardı.
Ve seni sen yapan yasaların başında Cumhuriyet ilkeleri vardı: Atatürksevgisi, aydınlanma, çağdaşlaşma tutkusu, laiklik gibi ilkeler… Dürüstlük vardı. Çalışma tutkusu vardı. Yararlı olma tutkusu vardı. Dostlara kucak açma dürtüsü vardı. Toplumcuydun. Emeğe saygın sonsuzdu.
Hiç unutmuyorum: 12 Eylül 2013 tarihli Cumhuriyet’te yazdığın yazıyı. Faşist darbenin yıldönümüydü. Ve sen bu sayfadan haykırıyordun:
“Günümüzün yürürlükteki yağma yasaları 12 Eylül 1980 faşist darbesinin ürünüdür” diyordun.
Diyordun ki: 12 Eylül’ün “temel gerekçesi”, sermayenin tam egemenliğini ve sınırsız emek sömürüsünü hedefleyen 24 Ocak -ekonomik- kararları 1961 Anayasası’nın demokratik ve özgürlükçü özüyle çelişince, “baskı ve sömürüye uygun bir rejimin” getirilmesiydi…
Örnekler veriyordun: “Turizmi Teşvik Yasası”… Döviz gelirini çoğaltmak adına, yapılaşma haklarının “bakanlık onayı ile değiştirilmesi… “Emlak gelirini artırma”nın özellikle son 10 yılda hukuksal dayanak olması… Özelleştirme İdaresi’nin pazarladığı kamu arazilerinde, hem satışı çekici kılmak, hem de daha çok para kazandıracak imar değişikliklerini doğrudan Öİ’nin yapması… TOKİ’nin özel yasayla imar yetkilerini eline alarak, yine kendisine ortak kıldığı şirketlere “emlak gelirini yükseltecek” yüksek yapı yoğunluğu hakkı tanıması…
Ve şöyle haykırıyordun: 12 Eylül’ün “yerel yönetimleri devre dışı bırakarak hükümet planlarıyla uygulama yapmak” ilkesi, 30 yıl sonra da aynen geçerli…
Öyledir sevgili Oktay, bakma “12 Eylül’ü yargılıyoruz” palavralarına, işlerine geldi mi, darbe yasalarına bayılırlar! Şimdi sen de gittin, korkarım ki, işleri daha da kolaylaşacak!
Canım arkadaşım, hastanede güzel manzaralı odaya geçtiğinde: “Biliyor musunuz, bu manzaranın bozulmaması için ben bir ömür verdim” demişsin… Bir ömür bundan daha güzel nasıl özetlenebilir ki! Işıklar içinde uyu…


 ZEYNEP ORAL
18 Ekim 2013 - Cumhuriyet

2 yorum:

bücürükveben dedi ki...

Arzu'cuğum bunun adı vatana ihanettir başka bir şey değil, üç-beş kişiyi zengin etme uğruna vatana ihanet ediyorlar.
Zeynap Oral'ın yazısı çok güzeldi,
Sevgilerimle canım

RABİA SERTELİ dedi ki...

Oktay Ekinci, mimarlık ile gazeteciliği çevre için olumlu yönde kullanmış, memleketimiz için değerli bir insandı. Umarım, izinden gidecek gençler yetiştirmiştir. Allah'ın rahmeti üzerine olsun, nur içinde yatsın...