19 Mayıs 2014 Pazartesi

GENÇLİK PARKI

GENÇLİK PARKI

Bütün sokakları bu kentin Gençlik Parkı'na açılır
Bir sevgi ilkyaz sıcaklığında
Bir türkü yükselir uygarlıktan yana
Halktan yana emekten yana bilimden yana
Alır karamsarlığımızı götürür
Mavilikte açılır tomurcuk
Bir halı dokunur yurt güzelliğinde
Geleceğin yollarına serilir
Genç dediğin boy atmalı özgürlüğe doğru
Büyümeli yılların kısırlığında böyle dik
Gün ışırken yerini almalı en önde
Gençlik Parkı'nda coşkudan bayrak çekilmeli

Nerdensiniz yitik umutlarım hangi çıkmazda
Katılın bu aydınca şenliğe korkusuz
Tükenmiş yalanı tutsak bilimin
Susmuş ayakların sünepe ezgileri
Bütün atılımlar gerçekten yana uyumlu
Gökyüzü kızarmış gençlik ateşinden
Evrene kardeşlik getirmeli bilim dediğin
Yücelik getirmeli halkımıza mutluluk getirmeli
Çözmeli kişiyi paslı zincirinden

İşte beklediğin düş gözlerinin önünde
Uysun adımların çağının gidişine
Uysun adımların çağrısına gerçeklerin
Başının içinde ilkyaz bulutu
Altın toprak üstün yaprak
Gençlik Parkı'ndasın

RIFAT ILGAZ

15 Mayıs 2014 Perşembe

SOMA !


DERİN KARANLIK
Derindesin karanlıkların en derininde
Yanı başında bildiğin yalnızlıklar
Aynı anda yeryüzünde
Naçarlığa nişanlı tüm akıllar
İpini koparmış bir rüzgâr
Çölsüz bir kum fırtınası
Bir kamyona yük olan tabutlar
Derindesin karanlıkların en derininde
Yanı başında yüz yirmi dört bin peygamber
Dört kitap binlerce hadis
Bir tek Azrail yok
Çünkü o da derinlerden korkar
Yine de bir ışık ara
Karanlığı ancak ışık yıkar
Derindesin karanlıkların en derininde
Yanı başında su elektrik faturası
Çocuğuna veremediğin harçlık
Biliyorum kesik tüm telefonlar
Yine de bir yol ara bul
“Güzel öldüler” diyen diler kurusun
Kara yüzünüzde büyüyen aydınlıkla
Derindesin karanlıkların en derininde
Çık dışarı haykır acını tüm sesinle
Korkacaklar korksun kaçacaklar kaçsın
Karış seni bekleyenlerin arasına
Birazdan yağacak ışık yağmuru
Yıkanacak tüm kömür karası
Altından çıkacak olandır emeğin onuru
Derindesin karanlıkların en derininde
Çıkma zamanın tükendi bitti nefes
Sen orada kaldın kardeşim belli bu
Ya sizler nefesine kelepçe vuranlar
Üç kuruşluk adamlar önünde
El pençe hazır ol da duranlar
Siz neredesiniz evet siz neredesiniz.
Cağaloğlu, 15 Mayıs 2014 Hasan Hüseyin Yalvaç




SOMA'YA AĞIT

dillerin sustuğu kulların küstüğü
ellerin kalem tutup ağıt yazdığı
umudun kendine mezar kazdığı
tarifsiz acılar günüdür bugün 

bahar yarım kaldı; karakış döndü
fukara ocağın kandili söndü
bugünler tükendi; yarınlar öldü
kadere isyanın günüdür bugün 

kara gözlerinde kömür yangısı
zifir karanlıkta ekmek kavgası
maden ocağının kalleş yazgısı 
matem ile yasın günüdür bugün

kim teselli edecek bu yürekleri? 
kimler yaşatacak iyilikleri? 
neresinden savsak kötülükleri?
bir yara sarmanın günüdür bugün

ucuz insan eti ömür törpüsü 
toprağın altında kahır döngüsü
beş para etmiyor emek algısı
harama sövmenin günüdür bugün

kimin hakkın yedi? kaç adam sattı?
hangi candan çalıp kendine kattı?
insanlık cilası kan ile aktı
namerdi bilmenin günüdür bugün 

cinayetler "kader" ile aklanmaz 
namussuzlar "adam" sayıp paklanmaz 
zalimleri hane açıp saklanmaz 
hak hukuk bilmenin günüdür bugün

yer altında nefes veren canların 
canları koynundan alınanların 
üç kuruş paraya yakılanların 
hesabın sormanın günüdür bugün

Özlem Çinici
14 mayıs 2014
Manisa



AH GİDENLER!

Tartarak
Yüreklerdeki sevgiyi
Ve insan özünü
Koşarak geçiyor zaman
Vicdan penceremizden

Ah gidenler!
Ekmek parası için
Toprağın altına yatanlar
Yavrularından / analarından
Yavuklularından uzak
Ve çirkin politikaların
Ayak oyunlarından

Söndü sönecek olur bir anda
Alevi sobaların
AVM’lere ışık
Beyzadelere kâr üreten
Santralların

Bir dilim ak ekmek için
Ölümlere
Nöbetçi yazılanlar
Sıraya durur
Vicdan pencerelerİmizde
Kömür karası yüzlerinde
Akasya gözleri / minicik bebelerin

Çark döner
Susar kalır
Gücün ve saltanatın lafazanları
Tanrı’ya atılır suçlar
İktidar koltuklarının altına
Süpürülür günahlar
Ve para kasalarının

Tartarak yüreklerdeki sevgiyi
Akarak doluyor zaman
Selam olsun sana
Emekçi kardeşim
Çakarak kalacaksın / karanlıklarda
Şimşek
Ve hep bir özgürlük
Eşitlik
Kardeşlik türküsü olacaksın
Tükenmeyecek
Umutlarımızın
Gözyaşlarımızdan
Ve sana yaktığımız
Ağıtlardan doğacak
Aydınlığı hayatın!

14 Mayısı 2014 Alper Akçam

1 Mayıs 2014 Perşembe

1927 Yılında Demiryolu İşçilerinin Söylediği 1 Mayıs Marşı

Bir Mayıs

Ey işçi
Bugün hür yaşamak hakkı seninken
Patronlar o hakkı, senin almışlar elinden.

Sa'yınla edersin de "tufeyli"leri zengin
Kalbinde niçin yok ona karşı, yine bir kin?

Rahat yaşıyor, işçi onun emrine münkâd;
Lakin seni fakr etmede günden güne berbâd.

Zenginlere pay verme, yazıktır emeğinden.
Azm et de esaret bağı kopsun bileğinden,

Sen boynunu kaldır ki onun boynu bükülsün.
Bir parça da evlatlarının çehresi gülsün.

Ey işçi
Mayıs birde bu birleşme gününde
Bişüphe, bugün kalmadı bir mani önünde.

Baştanbaşa işte koca dünya hareketsiz;
Yıllarca bu birlikte devam eyleyiniz siz.

Patron da fakir işçilerin kadrini bilsin,
Ta'zim ile, hürmetle sana başlar eğilsin,

Dün sen çalışırken bu cihan böyle değildi,
Bak fabrikalar uykuya dalmış gibi şimdi.

Herkes yaya kaldı, ne tren var, ne tramvay
Sen bunları hep kendin için şan-ü şeref say.

Birgün bırakınca işi halk şaşkına döndü,
Ses kalmadı, her velvele bir mum gibi söndü.

Sayende saadetlere mazhar beşeriyet;
Sen olmasan etmezdi teali medeniyet.

Boynundan esaret bağını parçala, kes, at!
Kuvvetedir hak. Hakkını haksızlara anlat.
___Yaşar Nezihe 1934 yılında çıkan Soyadı Kanunu'ndan sonra "Bükülmez" soyadını almıştır.