23 Nisan 2017 Pazar

23 NİSAN ATATÜRK VE ÇOCUK

 Dünyada çocuk bayramı kutlayan tek ulus biziz.Yüce Atatürk ulusal egemenliğin ilan edildiği 23 nisan1920 Türkiye Büyük millet Meclisinin açılış yıl dönümünü Ulusal egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak ilan etmiştir. 97 yılını kutluyoruz.Hiç bir liderin düşünemediği bu iki önemli kavramı Atatürk düşünmüştür  "Ulusal egemenlik ve çocuk" KUTLU OLSUN...

" Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk pırıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek, ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz!” Mustafa Kemal ATATÜRK 

























13 Nisan 2017 Perşembe

Orhan Veli ve Ezan

Yıl 1950'dir..
Demokrat Parti iktidara gelmiştir..
Menderes Hükümeti'nin yaptığı ilk iş Türkçe ezanı tekrar Arapça'ya çevirmek olmuştur..
Bunu CHP de desteklemiştir..
Merkez medya büyük çoğunlukla kararı över..
Karşı çıkanlar azınlıktadır..
Bunlardan biri de şair Orhan Veli'dir.
15 Haziran'da Yaprak Dergisinde bir yazı kaleme alır..

İşte büyük şairin o yazısından bir bölüm..
"Ezanın Türkçe okunması Atatürk`ün isteği ile kanunlaşmış olmasaydı da ezan Arapça okunsaydı bugün ezan meselesi diye bir meselemiz belki de olmayacaktı. Bu konuda belki bugün düşündüklerimizi düşünmeyecektik. Ama ileriye doğru olduğundan şüphe etmediğimiz bir karardan geriye dönülünce iş değişiyor. Salt bir ezan meselesi olmaktan çıkıyor iş. Daha bir sürü geriliğin başlangıcı, daha bir sürü geriliğe göz yummanın işareti oluyor. Bu düşüncemizin doğru olup olmadığını anlamak için belki de biraz beklemek gerekecekti. Ama ona hacet kalmadı. Başbakanın demecini duyar duymaz sarıklar cüppelerle sokaklara uğrayan softalar düşüncemizin doğruluğunu çabucak ortaya koydu. Sarıkla cüppeyi mühim saymayalım. Ama işin bu kadarla kalmayacağına da kalıbımızı basabiliriz. Daha neler olabilir diye düşünüyoruz da aklımıza şunlar geliyor:
İşte ramazana giriyoruz. Oruç yemenin kafirlik olduğunu düşünen kimseler tarafından pekala taşa tutulabiliriz. O kimseler çoğalabilir. Kafirlik sayacakları işler oruç yemeden ibaret kalmaz. Memleket yararına görmek istediğimiz işler bugün nasıl komünistlik oluyorsa, o gün kolayca kafirlik olur. Milli heyecan'ın yerini dini heyecan alır. Hükümet o heyecanı yatıştırmaktan acizdir. Dini heyecan her istediğini yapmaya başlar. Sonu neye varır bu işlerin? Görmek istemeyiz ama herhalde çok kötüye.
Ezan meselesi tek başına bir şey değil. Mühim olan, sonu. Şaşıp üzüldüğümüz nokta da sayın başbakanın böyle tehlikeyi görememiş, düşünememiş olması.`` (Orhan Veli, Yaprak Dergisi)
15 Haziran 1950

11 Nisan 2017 Salı

GÜNEŞİN GÖZYAŞLARI

GÜNEŞİN GÖZYAŞLARI
Tarih MÖ.4'dü..
Dorlar Ege ile Akdeniz'in buluştuğu Datça yarımadasının ucuna muhteşem bir kent kurdular..
Adını Knidos koydular..
Çağının en önemli bilim, sanat, kültür ve ticaret merkeziydi..
Güzel kokulu ağaçlarla yemyeşildi..
Daima çiçek açan ve yemiş veren mersin ağaçlarıyla çevriliydi..
Defnenin anavatanıydı..
Tarihçi Lusien'e göre , buradaki ağaçların hiçbirisi yaşlanmıyor, hep genç kalıyordu.
Biri askeri, diğeri ticari iki limanı vardı..
Ve iki tiyatrosu..
Tiyatroların biri 20 bin kişilikti..
Diğeri 5 bin kişilik..
Gezegenlerin hep aynı yörüngede hareket eden yuvarlak cisimler olduğunu ilk söyleyen astronom, matematikçi ve filozof Eudoxus, en iyi yontulmuş Çıplak Afrodit Heykeli’ni yapan heykeltıraş Praxiteles, diğer ünlü heykeltraşlar Skopas, Bryaxis ile dünyanın yedi harikasından biri olan Mısır’daki İskenderiye Feneri’nin mimarı Sastratos, doktor Euryphon ve ünlü ressam Polygnotos Knidos'da yaşamıştı..
Praxiteles'in Çıplak Afrodit Heykeli o kadar güzeldi ki, yüzlerce heykeltraş ve turisti kente çekiyordu..
Şehir planlaması muhteşemdi..
Hippodamos'un ızgara plan düzenine göre kurulmuştu..
Geniş ana caddeler..
Caddelere dik inen sokaklar..
..Ve hem bir caddeye, hem de bir sokağa cephesi olan evler..
Hakça ve adaletli bir şehir planıydı..
Doğu-batı doğrultusunda birbirine paralel dört geniş cadde, kuzey-güney doğrultusundaki bir cadde ile dik açılı olarak kesişmişti..
Arazi konumuna uygun bir biçimde cadde ve sokaklar bazen merdivenle, bazen de dik olarak birbirlerini kesmişlerdi..
Çıplak Afrodit Heykeli, Apollon ve Korint Tapınakları, Güneş Saati, Aslan Heykeli tüm Akdeniz'de nam salmıştı..
Ege ve Akdeniz'in dalgaları bu şehirde kucaklaşırdı..
Dalgaların getirdiği beyaz köpükler bu kentte dans ediyordu..
Anadolu'nun güneşi en son bu şehirde batıyordu..
*. *. *
Tarih 1615'di..
Amerika Kıtasındaki Hollandalılar Kuzey Atlantik kıyısında bir kent kurdular..
Adına New Amsterdam koydular..
Kent Knidos'un şehir planlamasına göre kurulmuştu..
Knidos'un yerleşimi bire bir uygulanmıştı..
Izgara plandı ve hakça bir yerleşimdi..
Kent 1664 yılında Birleşik Krallığa geçince New York adını aldı...
New York bugün dünyanın en önemli bilim, sanat, kültür ve ticaret merkezlerinden biri..
Özgürlük Heykeli, Empire State Binası, Central Park ve Times Meydanı, Modern Sanat Müzesi, Guggenheim Müzesi ve Modern Tarih Müzeleri her yıl milyonlarca turist çekiyor..
*. *. *
Tarih 1843'tü..
Osmanlı Sultanı 1.Abdülmecit kendisi için Dolmabahçe Sarayı'nın yapılmasını emretti..
Mimar Garabet Amira Balyan ile oğlu Nigoğos Balyan görevlendirildi..
Proje Avrupa mimari tarzlarının karışımıydı..
İnşaatta çok miktarda mermer sütun ve merdiven kullanılacaktı..
Ülkede mermer ocağı çoktu ama yontulmuş, bir sanat eseri haline getirilmişi yoktu..
Gözler Knidos'a çevrildi..
Sultan 1.Abdülmecit'in fermanıyla Knidos'un büyük tiyatrosunun mermerleri yerinden söküldü, gemilere kondu ve Dolmabahçe Sarayı'nda kullanıldı..
*. *. *
Knidos artık yıkık, yitik, talan edilmiş bir kent..
Dünyanın en iyisi denen Çıplak Afrodit heykeli Bizans sarayında yandı..
Ünlü Aslan Heykelini İngilizler kaçırdı..
Birçok heykel ve önemli eser Yunan müzelerinde..
Bize kala kala toprak üstündeki harabeleri kaldı..
Kentin bir bölümü hala toprak altında..
Kazılsa, kimbilir neler çıkacak?.
Bugün Mezgit'te Datça Belediye Başkanı Sayın Gursel Ucar ile beraberlik..
Çok şey konuştuk..
Ama en önemlisi Knidos'tu..
Ankara Knidos'un kazıları için yılda sadece 30 bin lira gönderiyormuş..
Datça Belediyesi kısıtlı ekonomisi ve imkanlarıyla bu paranın iki katını harcıyormuş..
Üzülmemek elde değil..
Ve düşünmeden de edemiyor insan..
Evet Ankara suçlu da..
Yüzde 85'i televizyon izleyen, sadece yüzde 1'i kitap okuyan bir toplum Knidos'a layık olabilir mi?.
Sadece kendi menfaatini, kendi mutluluğunu, kendi yaşamını düşünen, üretmeden tüketen insanlar, Knidos'un değerini bilebilir mi?.
Elbette #HAYIR
*. *. *
Anadolu güneşi her akşam yine Knidos'tan batıyor..
Yolunuz düşerse gün batımını mutlaka izleyin..
Belki güneşin gözyaşlarını göremeyeceksiniz..
Ama inanın hissedeceksiniz..
İyi haftalar..
(Knidos'u En İyi Yazan Ödülü sahibi değerli hocam Prof.Dr. Şadan Gökovalı'ya saygılarımı iletiyorum)
(Sedat Kaya, Datça)©
9 Nisan 2017