Haymatlos
Dünya Bizim Vatanımız
Bu kitabımda 1933-1945 yıllarında, Nazi rejiminden kaçarak Türkiye’ye sığınmış mülteci Almanların, bilim insanlarının yaşam öykülerini anlattım. Türkiye’ye sığınmış 1400 kadar mülteci Almandan çoğu artık yaşamıyor. Ben onlardan sadece Cornelius Bischoff’u 2009 yılında Hamburg’da bulabildim.
Cornelius Bischoff, henüz on bir yaşında iken, annesi ve kız kardeşi ile birlikte, 1939’da, korkunç kaçış yollarından geçerek Gestapo’nun elinden kurtulmuş, Paris, Marsilya üzerinden İstanbul’a ulaşabilmişti. Cornelius’un babası Eduard Bischoff dülgerdi, Sosyal Demokrat Partili (SPD) bir sendikacıydı, Nazilere karşı mücadelede yer almıştı. Halası Berta Kröger, Hamburg Parlamentosunda SPD milletvekili idi. Annesi Berta Abronoviç Bischoff ise, İstanbullu bir Yahudi idi. Bischoff ailesi toplama kampına gitmekten son anda kurtulmuştu.
Türkiye ile Almanya arasındaki diplomatik ilişkiler 2 Ağustos 1944’de kesildi. Daha sonra da Türkiye, Nazi Almanyasına karşı savaş ilan etti.
5 Ağustos 1944’de Türk Hükümeti, tüm Alman vatandaşlarının bir hafta içinde Türkiye’yi terketmesini istedi. Bu karar üzerine 672 Alman Türkiye’den ayrıldı. 626 Alman vatandaşı ise geri dönmeyi kabul etmedi ve böylece Alman vatandaşlık hakkını kaybederek Haymatlos durumuna düştüler. Türk Hükümeti, Türkiye’de kalan Almanlara “Haymatloz” kimliği verdi. “Haymatloz”lar, 23 Ağustos 1944 sabahı evlerinden toplanarak Ankara yakınlarındaki Çorum, Kırşehir, Yozgat şehirlerine enterne edildiler.
Cornelius Bischoff, annesi Berta, babası Eduard ve kız kardeşi Edith ile birlikte Çorum’a enterne edilmişti. Çorum’da 300 kadar Enterne Alman vardı.
Enterne Almanların şehir dışına çıkmaları, çalışmaları, siyasetle uğraşmaları yasaktı. Kızılay’ın deprem fonundan verilen 10 ya da 20 lira aylıkla yaşamak zorunda idiler. Haymatlos Enterne Almanlar 1944-1945 yıllarında, 18 ay kadar Çorum, Yozgat ve Kırşehir’de yaşamışlardı.
Çorum, Yozgat ve Kırşehir’de yaptığım araştırmalarda, Haymatlos Enterne Almanlardan kalan izleri, belgeleri en çok Çorum’da bulabildim.Cornelius Bischoff, hayat hikayesini, Çorum’da ve İstanbul’da yaşadıklarını ayrıntılarıyla bana anlattı. Elindeki belgeleri, fotoğrafları, kaynakları verdi. Bu nedenle Haymatlos’ta esas olarak Cornelius Bischoff ve ailesinin hayat hikayesini işledim. Corenlius’un hayatında yer almış olan insanlara; özellikle Yaşar Kemal’e, Zülfü Livaneli’ye, Resam Orhan Peker’e geniş yer verdim. Ayrıca, Ankara’nın, Çankaya Köşkü’nün, TBMM Binasının başmimarı Prof. Clemens Holzmeister’in yaşam öyküsünü de anlattım.
Kitabın konusu ile bağlantılı olduğundan, Naziler tarafından 1933-1935 yıllarında işlerinden atılan, toplama kampına gönderilme tehlikesiyle yaşayan tiyatro ve opera yönetmeni Carl Ebert’e ve onun özel tercümanlığını yapan Yazar Sabahattin Ali’ye; büyük müzisyenler Paul Hindemith, Ernst Preatorius Prof. Eduard Zukmayer’e; SPD’li siyasetçi, şehir planlamacısı Prof. Ernst Reuter’e kitabımda yer verdim, yaşam öykülerini ve mücadelelerini anlattım.
Prof. Ernst Reuter, Ankara’da yaşamıştı. Alman Özgürlük Birliği adlı gizli bir örgütün kurucuları arasındaydı. 1946’da Berlin’e döndü ve Berlin’in ilk Belediye Başkanı seçildi. Ernst Reuter’in Türkiye’deki sürgün yıllarının öyküsü Haymatlos’ta genişçe yer alıyor.
1933-1945 döneminde 700 kadar Alman bilim insanı Türkiye’ye sığınmıştı. Türk Hükümeti, Nazilerin görevden attığı bilim insanlarından bir kısmına 1933 yılında kurulan Türkiye’nin ilk üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi’nde kurucu öğretim üyesi olarak görev verdi. Birçok Alman bilim insanı Türkiye’ye sığınarak ölümden kurtulmuş, İstanbul ve Ankara üniversitesinde bilimsel çalışmalarını sürdürme olanağı bulmuştu. Alman bilim insanlarından en tanınmışı, Frankfurt-Main Üniversitesi’nden Yahudi olduğu için atılan hukukçu Ordinaryüs Prof.Dr. Ernst Eduard Hirsch idi; 1933-1953 yıllarında Türkiye’de kaldı, İstanbul Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültelerinin kurulup geliştirilmesine büyük emek verdi. Haymatlos’ta, Prof. Hirsch’in hayatına da geniş yer verdim.
Benim amacım, Cornelius Bischoff ve hayatta kalan diğer canlı tanıkların anlatımlarına dayanarak, Hitler faşizminden kaçarak Türkiye’ye sığınmış Almanların maceralı hayatlarını öyküleştirerek bugüne aktarabilmek; dostluk ve sevgiye dayanan insan ilişkilerini Alman ve Türk toplumunun belleğinde canlandırabilmek; özellikle bugünün Türkiye ve Almanya’sında yaşayan gençlere bu örnek davranışları gösterebilmek; aynı zamanda bu konu hakkında merak uyandırabilmektir.
İnsanlık, Nazi rejimi gibi barbarlıkları, ölüm kamplarını, gaz odalarını, insan yakma fırınlarını bir daha görmesin, yaşamasın!
Haymatlos, savaşlarla yakılıp yıkılmış, kül olmuş bir hayatın yeniden yaratılmısının; insan sevgisinin, vefanın, dostluğun, kardeşliğin romanıdır.Bu kitabımı,1933 sonrasında Türkiye’de yaşamış Haymatlos Almanlara, mülteci Alman bilim insanlarına ve onlara kucak açmış olan Çorum, Yozgat, Kırşehir’in asil ruhlu, yardımsever insanlarına sunuyorum.
Bochum, 10 Haziran 2011 Kemal Yalçın