27 Mart 2012 Salı

KÜTÜPHANELER



           Mart ayının son haftası  pazartesi ile başlayan hafta "Kütüphaneler Haftası "olarak kutlanır.Kitap evi ,kitapların toplu bulunduğu yer...Yazı tarihimiz kadar eski kurumlar. Taş üstüne ,deri üzerine derken sonunda kağıt icat edilmiş kitaplar çoğalmış.Daha çok insan okusun ,bilgilensin diye kitaplar bir mekanada toplanmış ve kütüphaneler olmuşmuş.Kitap okumanın önemini kavratmak, dikkat çekmek amacıyla da her yıl bugünlerde   hafta kutlanır.
Yaşadığım İlçedeki  Halk kütüphanesinin çocuk bölümünden kareler
                                        

          Anımsadığım ilk" Kütüphaneler haftası "kutlamalarında şu sözleri söyledim "kitapsız yaşamak kör,sağır,dilsiz yaşamaktır" .Belki birinci sınıftaydım ilkokulun belki ikinci sınıf..Küçük hikaye kitaplarımız vardı mavi yada kımızı kaplı.Yanlarında minicik etiketli.Yeni kitap aldığımda sevinçle eve koşar anneme gösterirdim.Annem okumayı çok severdi. Ben okuduktan sonra  o da okurdu;ben hikayeyi anlatırken  doğru anlayıp anlamadığımı böylece kontrol ederdi .Sınıflarım büyüdükçe okul dışında  çocuk ve şehir kütüphaneleri ile tanıştım.Sessiz ,soğuk kitap kokulu mekanlar.Kendimi en mutlu hisstiğim anlar.Minicik ellerimle zor kaldırdığım ansiklopetiler.Keşke evimizde olsa gece gündüz okusam dediğim ansiklopetiler..(Şimdi atacak yer bulunamayan ansiklopetiler).Yaşımız küçük olduğundan eve ödünç kitap verilmezdi ;akşam olup memur kapatıyoruz dediğinde yüreğim cız ederdi. Ne olur eve götürebilseydim diye içten içe isyan ederdim.


          Hiç unutamadığım bir anım da Nazilli Halk Kütüphanesinde lise yıllarımdandır .Sanat tarihi öğretmenimiz Ayça Hanım ünlü ressamların hayatlarını araştırmamızı isterdi. Bana ünlü ressam El Greco çıkmıştı çekilen kurada. Okul çıkışı,bir öğleden sonra kütüphanedeydim. sonra kütüphanedeyim  ;ansiklopetilerden buldum bilgileri. bilgiler çok uzun ,tek başıma  yazmakla akşama yetiştirmem olanaksız.O günlerde fotokopiler yok,olsa da ben bilmiyorum. Bir an başımı kaldırdım ; güzel bir yüz ,güzel bir çift göz bana bakmakta.Bir ( sanırım ünüversiteli)  abla ; benim sıkıntımı, telaşımı uzaktan izliyormuş .Yanıma geldi nasıl yadımcı olabileceğine karar verdi. Bilgileri özetliyecektik,o daha hızlı yazdığı için yazıverecekti.Sevinçle kabul ettim,o güzel yüzü ve düzgün parmakları uzun yıllar geçse de unutmuyorum, unutamam da..Çok düzgün el yazısı ile araştırmam mesai saati bitiminde hazır olmuştu.O kağıdı  sakladım ,belki bir eski defterimin arasındadır hala .O yazıyı unutmadığım gibi ressam El Greco yu da hiç unutmadım.

           Kütüphaneler benim en sevdiğim mekanlar olarak yaşantımın içindeler.Yüksek öğretim yıllarımda İzmir 'de başta" Milli Kütüphane" olmak üzere büyük kütüphaneler de güzel anılarımın geçtiği mekanlardır.

          Haftayı kutlarken ;bol kitaplı günler dilerim,kitaplar eksilmesin hayatımızdan...

Arzu Sarıyer

 


3 yorum:

Sabahattin Gencal dedi ki...

Merhaba,
Blogların geliştirilmesiyle ilgili olarak yapılan Gencal araştırmasına katkı sağlarsanız memnun olurum.
Saygı ve sevgilerimle.

bücürükveben dedi ki...

Arzu'cuğum bu samimi anını çok severek okudum, biliyor musun böyle anılarını, kendi başından geçen şeyleri okumayı daha çok seviyorum, ben de hatırlıyorum o mavi, kırmızı kapları, başka türlüsü yoktu o yıllarda:))ithalat çılgınlığı, tüketim çılgınlığı başlamamıştı yerli malı hala yurdun malıydı değil mi canım?
Sevgilerimle

Arzu Sarıyer dedi ki...

Müjde'ciğim çok teşekkürler.Öyleydi bir zamanlar...şimdi?...Sevgiler canım arkadaşım.