13 Aralık 2015 Pazar

Adım Türkan, soyadım Saylan




TÜRKAN SAYLAN'A   ZÜLFÜ LİVANELİ

Doğu’da bir köy gördüm 

dağların arasında,

öyle mahzun,çaresiz,

kalakalmış.

Çıplak kavakları bile

hüzünlü kalemler gibi

kara saplanmış.

Köyün ortasında bir okul

Ve tezek sobasıyla

ısınmaya çalışan çocuklar.

Bir bıcırık kız,

Yanında bir karamuk oğlan.

Buz gibi elleri 

Ama gözleri ahu, 

gözleri ceylan.

Adın ne dedim kıza 

Dedi: Benim adım Türkan.

Oğlan ekledi: Benimki de Saylan. 

Dedim; 

Dayan yüreğim dayan. 

Madem ki bu çocuklar Türkan 

Madem ki bu çocuklar Saylan

Gelecek onlarındır,

gerisi yalan

Değişir bu düzen

Döner bu devran.

**************

ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ GENEL MERKEZİ VE TÜM ŞUBELERİNDEN


TÜRKAN SAYLAN, ÜLKEMİZE VE İNSANLIĞA BİR ARMAĞANDIR

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN TÜRKAN SAYLAN!



Adım Türkan, soyadım Saylan,

...... Bugün benim doğum günüm. 13 Aralık 1935’te dünyaya geldim. Yaşamım boyunca Cumhuriyet’in temel değerlerine sıkı sıkıya bağlı kaldım. Mustafa Kemal Atatürk’e hayranlığım, onu tanıdıkça arttı. İlkelerini yürekten benimsedim: Ülkemiz insanının “çağdaş uygarlık” düzeyinin gerektirdiği her şeye sahip olması için bir yurttaş olarak payıma düşeni eksiksiz yerine getirmeye çalıştım. Bunu yaparken sorunlarla karşılaştıkça, Atatürk’ü örnek alarak, onlara çağın ve günün koşullarına uygun özgün çözümler ürettim. 

Adım Türkan, soyadım Saylan,

Şair Nâzım Hikmet’in dediği gibi yaşamı ciddiye aldım. Büyük bir ciddiyetle yaşadım. Yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemedim. Gerekti, laboratuvarda sabahladım; gerekti, hastalarımın başında bekledim…

Kızlarımız okusun, kadınlarımız erkeklerle eşit yurttaşlar olarak yaşama katılsın, gençlerimiz özgürce kendini geliştirsin, sanatın her dalının yarattığı güzellikten herkes nasibini alsın istedim. İnsanlar arasında din, dil, etnik köken gibi hiçbir konuda, hiçbir ayrım yapmadım. Bana ihtiyacı olan herkese destek oldum.

Adım Türkan, soyadım Saylan,

Bütün bu saydıklarımı yaparken hiç kimse, beni hiçbir şeye zorlamadı. Ölümden korkmadım, yaşamaktan da… Yaşamım boyunca tek kaygım, yapmaya çalıştığım işlerin yarım kalması oldu.

Evimin aranmasından çok, yol arkadaşlarımın karşılaştığı haksızlıklardan incindim. Çok hasta olduğum halde, sırf bu yüzden, kendimi yaşamaya zorladım.

İnsanları, hayvanları, güneşi, rüzgârı, yağmuru, karı çok sevdim. 

Kısacası dostlar bilimden, sanattan, insandan yana olan ben, gericiliğin, bağnazlığın bütün saldırılarına karşın yoksulluğa ve cehalete karşı, insanlık için insanca direndim.

Yaptıklarımdan onur duyuyorum.

Mutlu yaşadım, mutlu öldüm!

Güzel amaçlı yol arkadaşlarım! Siz beni iyi dinleyin yine de…

Önerim: Benim Mustafa Kemal’i izlediğim gibi, siz de tamamen O’nu ve biraz da beni izleyin

1 yorum:

bücürükveben dedi ki...

Arzu'cuğum kitabını okudum, dizi filmini izledim, hayran oldum, mekanı cennet olsun, çok kıymetli kadındı, şimdi eminim çok güzel yerlerdedir. O tedavi ettiği, dokunmaya korkmadığı cüzzamlı kadınların duası yeter ona...
sevgilerimle canımcım.